HİRUDOTERAPİ
Türkçe tanımıyla sülük tedavisi özellikle venöz yetmezlik sonucu oluşan konjesyone durumlarda, ödemli bölgeye tatbik edilerek uygulanır. Tedavinin tarihçesi eski Mısır'a kadar dayanmaktadır. Avrupa'da XIX. yüzyılın erken dönemlerinde gittikçe popolarite kazanmış, bu yüzyılın sonlarına doğru gündemden düşmüştür.
Son yıllarda rekonstruktif carrahinin gündeme gelmesiyle sülük tedavisi tekrar gündeme gelmiştir (Derganc M ve ark. Br J Plast Surg 1960: 13: 187). Genellikle doku defektlerinin çeşitli flap teknikleriyle rekonstriksiyonları sonucu venöz dönüş yetmezliğine bağlı konjesyonlar gelişebilmektedir. Erken dönemde kan dolaşımının arteriel kompenenti çalışıkren, venöz dünüş tam olmayabilir, sonuçta dokuda venöz konjesyon gleşir. Venöz dünüş çözülünceye kadarki erken dönemde sülük yardımıyla konjesyon azaltılabilir.(Ardehali B.ve ark. J Plast Recontr Aesthet Surg 2006; 59:94-5). DKY, burun, dudak veya scalp alanlarını tutan travmatik yaralanmalarda kullanılan rekonstruktif fleplerde de venöz dönüşün desteklenmesi için sülük tedavisinden faydalanılmıştır (Frodel JL ve ark. Otolaryngol Head Neck Surg 2004; 131: 934-9). İngiltere ve İrlanda'da palstik cerrahi derneği, dolaşım bozukluğu şüphesi olan fleplerde sülük tedavisini önermektedir (Whitaker IS ve ark. Br J Plast Surg 2004; 57: 348-53). Michigan üniversitesinden yayınlanan bir raporda serbest flep ile rekonstruksiyon uygulanan 450 olgudan 8'inde (%1.8) venöz dolaşım bozukluğu gelişince, sülük tedavisi uygulanarak fleplerin nekrozu önlenmiştir. Hastalara ortalama 10 gün içinde hasta başına ortalama 215 sülük kullanılmış, yoğun bakım ünitesinde takip edilmiş ve hasta başına ortalama 13 ünite eritrosit suspansiyonu kullanılmıştır (Chepeha DB ve ark. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 2002; 128: 960-5).
--