http://masafak.tripod.com
KBB hekimlerine yönelik tıbbi bilgileri meslektaşlarımın faydalanmasına sunuyorum.

- Prof.Dr. Mustafa Asım ŞAFAK
- Antalya, 05323611890 masafak@gmail.com, Türkiye
MENIERE HASTALIĞI İÇİN ÖZGÜN BİR ETKEN OLARAK TIKAYICI UYKU APNESİ SENDROMU
http://masafak.tripod.com
KOHLEAR İMPLANT CERRAHİSİNDE İŞİTMENİN KORUNMASI İÇİN OHLEOSTOMİ Mİ YUVARLAK PENCERE YAKLAŞIMI MI?
--
KULAK MEMESİ DOĞUMSAL YARIKLARININ TEDAVİSİ
http://masafak.tripod.com
MALLEUS VE STAPESİN OLMADIĞI DURUMLARDA OSSİKÜLOPLASTİ
http://masafak.tripod.com
ANTİ-İNFLAMATUAR ETKİLİ STEROİDLER
http://masafak.tripod.com
İÇ KULAK AKUSTİK TRAVMALARINDA OZON TEDAVİSİ
http://masafak.tripod.com
GENOM HARİTASI
İnsan genomunu belirlemek amacı taşıyan ilk proje, ortalama bir insanın genomunu belirlemek üzere 1990'da başlatılmıştı. Onlarca uzmanın görev aldığı proje 10 yıl süre almış ve 3 milyar dolara malolmuştu. Projenin 2000 yılında tamamlanması ABD başkanı Bill Clinton ve İngiltere başbakanı Tony Blair tarafından "tüm çağların en özel günü" olarak duyurulmuştu. 2001 yılında açıklanan ilk verilerin düzeltilmesi ve düzenlenmesi 2 yıl daha sürmüştü.
Bir genom taraması yapmak, yani DNA haritası çıkarmak, birkaç yıl öncesine kadar gene milyonlarla dolara malolan, ancak araştırma kurumlarında veya belli büyük üniversite hastanelerinde yapılabilen ve aylar süren bir süreçti. Yeni gelişmeler bu sürecin maliyetini 1000 dolara, süresini de saatler mertebesine indiriyor.
Peki DNA haritanızı bilmek size ne kazandıracak? DNA tüm biyolojik özelliklerin kodlanarak saklandığı bir molekül. Ona bir sır küpü de diyebilirsiniz. Boyunuz, göz renginiz, kan grubunuz, cildinizin kuru veya yağlı olması oradan belirlenmiş. Kalp, beyin, böbrek, karaciğer ve tüm organlarınızın ilerde nasıl bir sorun çıkarmaya yatkın olduklarını DNA'daki genler söylüyor. Hatta birçok bilimci, kişiliğiniz, huyunuz, suyunuz genlerle belirlenmiştir demekteler.
DNA'nızı bilmek, bir hastalık durumunda size özel tedavi uygulamayı mümkün kılmakta. Bazı hastaneler şimdiden kanser hastalarının tedavi yollarına belirlemeden önce hastanın genomuna bakmaya ve tedaviyi ona göre biçimlendirmeye başladılar. Yaşamı tehdit eden durumlarda bir genom taraması, doğru müdahale biçiminin belirlenmesinde yardımcı olabilir.
Bazı öngörülere göre gelecekte herkesin belki daha çocukken genom taraması yapılarak, ona sağlıklı bir yaşam için yaşam biçimi, diyet ve dikkat etmesi gereken hususlar söylenebilecek. Bir hastalığın taşıyıcısı olup olmadığı bildirilecek. İlerde hangi organında bir sağlık sorunu yaşayabileceği bilinecek. Hastalık durumlarında en uygun ilaçlar, minimum yan etkiler sağlanarak verilebilecek. Normal kontrollar (check-up) sırasında tekrar bir tarama yapılarak bir değişiklik olup olmadığı belirlenebilecek.
Çok düşük ücretlerle genom taramasını mümkün kılacak makineleri üretmek üzere olan birkaç firma var. Başta, Ion Torrent olmak üzere Illumina, Pacific Biosciences, Complete Genomics, ve Oxford Nanopore bir an önce piyasaya çıkmak için harıl harıl çalışmaktalar.
Genom taramasının ucuza ve kolay yapılabilmesi, antibiyotikler gibi veya MR tomografi vb görüntüleme cihazları gibi, tıpta yeni bir devrimi gösteriyor.
http://www.iontorrent.com/
http://www.pacificbiosciences.com/
http://www.illumina.com/
http://www.completegenomics.com/
http://www.nanoporetech.com/
http://spectrum.ieee.org/biomedical/devices/the-gene-machine-and-me/?utm_source=techalert&utm_medium=email&utm_campaign=031413
http://masafak.tripod.com
TİNNİTUSTA İNTRATİMPANİK DEKSAMETAZON TEDAVİSİ
http://masafak.tripod.com
AURİKULA KELOİDLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOFREKANS UYGULAMASI
http://masafak.tripod.com
OTOSKLEROZDA VİTAMİN-D RESEPTÖR GENİNDE POLİMORFİZM
http://masafak.tripod.com
GELECEKTEKİ İLERİ TEKNOLOJİ CERRAHİ VE TIBBİ TEDAVİ TEKNİKLERİ
http://masafak.tripod.com
KRONİK OTİT VE KOLETEATOMA OLGULARINDA TOLL-LIKE RESEPTÖRLERİN ÇIKIŞI
http://masafak.tripod.com
TONSİLLEKTOMİDE KANAMA KONTROLÜ İÇİN LİGASYON MU? BİPOLAR KOTERİZASYON MU?
http://masafak.tripod.com
MENİERE HASTALIĞI VE MEDİKAL TEDAVİSİ
http://masafak.tripod.com
MALPAKTİS DAVALARININ EN SIK GÖRÜLEN NEDENLERİ
Hasta veya yakınları sağlık çalışanına en fazla neden kızmaktadırlar? (Özetle dava açılmasında öne çıkan olumsuz faktörler)
2. Kabalık yapılmıştır.
3. Alay edilmiştir.
4. Arandığında doktor bulunamamış veya ulaşılamamıştır.
5. Doktor randevuya gelmemiştir.
6. Hastanın zamanını boşa harcanmıştır.
7. Bir başka doktora sevk edilmiştir.
8. Üçüncü şahıslara mesleki yetki dışı bilgi verilmiştir.
9. Ücret yüksektir.
10. Beklenmedik ölüm gerçekleşmiştir.
11. Etkili iletişim dili kullanılmamıştır.
Kaynak: How to Survive a Medical Malpractice Lawsuit: The Physician's Roadmap for Success.
Ilene R. Brenner Wiley-Blackwell, USA, 2010
http://masafak.tripod.com
RECURRENT TUBE INSERTION for CHRONIC OTITIS MEDIA with EFFUSION in CHILDREN over 6 years
MULTİFREKANS TİMPANOMETREDEKİ PİK GENİŞLİĞİ ve MANYETİK REZONANS İLE BELİRLENEN ENDOLENFATİK HİDROPS
MR Bulgularına Göre Endolenfatik Hidrops Derecelendirmesi | ||
Grade | Vestibül | Kohlea |
None | <%33 | Reisner membranında yer değişikliği yok, endolenfatik alan normal |
Mild | %33-50 | Reisner membranı yer değiştirmiş ancak skala vestibüliye taşma göstermiyor |
Signf. | >%50 | Endolenfatik alan skala vestibüliye doğru yayılıyor |
Multifrekans Timpanometre: Test Garson Stadler CSI 33 cihazı ile yapılmıştır. 2 kiloherz frekans timpanometre ile karakteristik "M" şekilli dalganın pik genişliği değerlendirilmiştir. Tek pikli dalga elde edildiğinde pik genişliği "0" olarak alınmıştır.Ayrıca rezonans frekans değeri belirlenmiştir.
http://masafak.tripod.com
KBB ve BAŞ BOYUN CERRAHİSİNDE VENÖZ TROMBOEMBOLİZM İNSİDANSI
METOD
2008-2011 yılları arasında geriye dönük 3 yıl boyunca KBB kliniğinde karşılaşılan DVT ve PE olguları üzerinde çalışılmıştır. 2008 yılından beri DVT ve PE olguları kodlanarak bilgisayar üzerinde saklanmaktadır. Asemptomatik olguların araştırılmasına yönelik bir tarama programımız yoktur. Sadece klinik olarak şüphelenilen olgular veya alt ekstremitede ödem, dispne, takipne, oksijen desaturasyonu yada takipnesi gibi semptomları olan olgular dopler USG ve CT ile araxtırılmıştır. Cerrahiden sonraki ilk 30 gün içinde tanı konulan olgular çalışmaya alınmıştır. Olgular operasyon tiplerine (cerrahi servislerine) göre ve yatan/ayaktan hastalar olarak gruplanmış ve her biri için insidanslar hesaplanmıştır. Bilgisayar kayıtlarından Baş-boyun cerrahisi uygulananlar, olgu başına uygulanan işlem sayıları ve postoperatif kanama nedeniyle tekrar ameliyathaneye alınan olgular tespit edildi.
2011 yılının başından itibaren literatür bilgileri ışığında kliniğimiz için VTE proflaksi protokolü hazırlandı (Tablo 1, 2, 3). Tüm yatan hastalar bu protokole göre VTE açısından düşük-orta-yüksek riskli olarak kodlandı.
TABLO 1: VTE Risk Seviyesine Göre Prolaksi Şeması | ||
Risk Skoru | Risk Seviyesi | Prolaksi Yöntemi |
0 veya 1 | Low | Özel bir inceleme yapılmaz, Hasta eğitimi ve erken mobilizasyon önerilir |
2 veya 3 | Orta | Farmakolojik proflaksi |
4 veya üzeri | Yüksek | Mekanik ve farmakolojik proflaksi |
TABLO 2: VTE Proflaksisi için Kontredikasyonlar | |
Kesin Kontrendikasyonlar | Kısmi Kontredikasyonlar |
Kalıtsal ve kazanılar kanama hastalıkları | Geçen ay görülen GIS veya GÜS kanama |
Geçen ay görülen aktif spinal kord kanaması | Hipertansiyon krizi Sistolik 200+, diastolik 100 mmHg |
Vucudun herhangi bir yerinden kanama ve Hb düşüklüğü | Son 12 saat içinde LP yapılmış olması, Epidural alana son 4 saat içinde enjeksiyon yapılması, intrakranial travma, son 2 hf içinde kraniatomi hikayesi |
| Son 2 hf içinde İntraoküler cerrahi/travma |
| Koagulopati (PT >15s, PTT>40m. INR>2) |
| Terminal dönem KC hastalığı (total bilr.>2.4) |
| Trombositopeni (plt<50bin) |
| Dissekan anevrizma, perikardial efüzyon) |
| İntrakranial neoplazmlar |
TABLO 3: RİSK FAKTÖRLERİNİN SKORLANMASI | ||
BİR PUAN ALAN DURUMLAR | ||
40-60 Yaş | Bacakta alçı veya atel | Şişmiş bacak |
İmmobilizasyon | Varisler bulunması | 60 dk.dan kısa artroskopi |
2 h’den uzun laparoskopi | BMI >30 | Gebelik / yeni doğum (<1a) |
İnf.barsak hastalığı hikayesi | Majör cerrahi geçirme <1a | Rekürren spontan abartus |
Akut MI (<1 a) | Östrojen veya selektif östrojen modülatörü kullanımı | |
İKİ PUAN ALAN DURUMLAR | ||
61-74 yaş | Majör cerrahi >60 dk | Sepsis veya ciddi enfeksiyon |
Böbrek nedenli proteinüri | Kronik veya akut AC hast. | Aktif romatolojik hastalık |
Aktif inflamatuar barsak hst. | Akut / kronik sistolik / diastolik kalp yetmezliği |
Klinisyenler hastalardan elde edilen veriler ışığında hastaların VTE riskleri açısından otomatik olarak uyarılmaya başlandı. Kontrendikasyonlar olmadığı sürece cerrahi sonrası hastanede kaldığı süre boyunca proflaksi teknikleri uygulandı. Böylece 2011 yılının ilk 6 ayı için kliniklere ait hastalar için elde edilen veriler karşılaştırılmaya başlandı. Kendi rehberlerimizle (Tablo 1,2,3) literatürdeki önerilen rehberleri karşılaştırdık. örneğin bizim kliniğimizde pediatrik yaş gurubu riskli olarak değerlendirilmiyordu.
SONUÇLAR
2008-2011 arası 59884 cerrahi işlem uygulandı (kliniklere göre dağılım şekil 1’de). Toplam 277 (%0.47) DVT ve 130 (%0.21) PE olgusu saptandı. Olguların hemen hepsi (274/277) yatan hastalarda gelişti.
Bu çalışmada operasyon uygulanan 5616 hasta vardı. Ortalama her bir hasta için 3 cerrahi işlem bulunuyordu. Bu olgulardan 3’ünde DVT, 2’sinde PE oluştu. KBB olguları için oranlar %0.05 ve %0.035 olarak bulundu. Diğer kliniklere ait oranlar şekil 2’de gösterilmiştir. KBB oranları diğer klinikler arasında oldukça düşüktür (pediatrik cerrahi ve plastik cerrahi gibi). KBB olgularının 1576’sı pediatrik yaştaki olgulardı ve hiç birinde VTE görülmedi. Pediatrik olgular çıkarıldığında VTE oranları %0.07 ve %0.04 olmaktadır.
Olguların 4809’u (%86) ayaktan (outpatient) olarak opere edildi. Hiç birinde VTE olayı görülmedi. 807 yatarak opere edilen olgunun 268’ine majör kanser cerrahisi uygulandı ve VTE insidansı %1.1 olarak bulundu.
KBB olgularından DVT gelişen 3’ünün 2’sine farmakolojik proflaksi verildi ve birinde kanama nedeniyle kesildi. 3’üne de yattığı sürece aralıklı kompresyon cihazlarıyla tedavi verildi.
Tüm KBB olgularının 80’inde kanama nedeniyle yeniden ameliyathaneye alınmaları gerekti. Bu olguların 56’sı tonsillektomi sonrası kanamaydı. Tonsillektomi olgularına VTE proflaksisi verilmedi. Geri kalan 24 olgu tiroidektomi, paratiroidektomi ve boyun diseksiyonu vakalarıydı. Bu 24 olgunun 11’ine farmakolojik (%46) proflaksi verilirken, 13’ü bu tür bir tedavi almıyordu.
2011 yılının ilk 6 ayında yatarak tedavi edilen 84 olgu vardı. Bunların 43’ü (%51) VTE için orta-yüksek riskli bulundu.
Tüm olguların VTE risk faktörleri uluslararası ve kendi kliniğimiz rehberlerince hesaplandığında, 11 klinikten 7’sinde (KBB dahil) kendi rehberlerimizin daha kliniğe uygun olduğu görüldü.
SONUÇ
KBB olgularındaki VTE olaylar riski %0.042 olarak bulunmuş ve daha önce literatürde ilan edildiği gibi %0.1-0.3 değildir. Cerrahi disiplinler arasındaki VTE risk oranları, hastaya, hastalığa ve uzmanlık alanına ait özel durumlara bağlı farklılık göstermektedir. KBB açısından yatarak tedavi edilen ve kanser cerrahisi gibi ağır durumlarda VTE açısından daha yüksek risk altındadır. Ayaktan hastaların riski yok denebilir.
KAYNAK
JAMA Otolaryngol Head Neck Surg 2013;139:21-7.
http://masafak.tripod.com